DİĞER
“Devrim büyük bir sınır aşımıdır. Ama sınırı aşmak asıl olarak şimdiye kadar egemen olmuş bütün sınır kavrayışının ortadan kaldırılması anlamına gelir. Belki de artık sınır sözcüğünü kullanmamak gerekir. Eşik sözcüğü daha iyi olabilir: Eşikler her şeyin değiştiği, başka bir biçim aldığı noktalardır. Sınır, adı üstünde, sınırlar; ayırır, böler, kuşatır, çerçeveler, sabitler ya da bir kanala yerleştirir. Eşik ise bu sınırlama düzeninin değişmesidir... Demek ki devrim bir toplumun eşiği geçme girişimidir, ama belki daha önemlisi, eşikte bulunmanın deneyimlenmesidir.”
Friedrich Achleitner'in radikal deneysel metinleri Türkçede: Diyalekt şiirleri/montajlar/incelemeler/kareler Erhan Altan'ın çevirisiyle önümüzdeki günlerde Turkuaz Kitap'tan çıkıyor. Kitaptan "bir idam için hazırlıklar" adlı metin ile bu metne çevirmenin yazdığı notları Tadımlık olarak sunuyoruz.
"Öyleyse sonsuz dönüş, Klossowski’nin çok güzel biçimde söylediği gibi, olaydan ilk ve son kez özelliğini çalan hiledir. 'Tamamlanmış olayı sayısız kez isteyerek onu tamamlanmamış kılmak.' Yani onu geleceğin açıklığına bırakmak, oluşa geri vermektir."
"Neden aklı şiirle bağdaştırmıyor şairler? Neden aklı şiirin katili sayıyorlar, yaşını başını almış bu insanlar? Nedir akıldan çektikleri ki, akla dair edindikleri derin kuşkuyu her zaman yanlarında taşıyorlar? Dahası, zamanlarının geçerli aklına karşı verdikleri yanıtlar gün gelip anlaşılınca bilge sayılıyorlar."
Dürrenmatt’ın modası neden geçmiyor? Çünkü eserlerinde işlediği ana tema hep ölüm ve iktidar. Bu kadar evrensel ve varoluşçu bir ana temanın kullanım süresi, raf ömrü yok. 1950’lerde yazdıkları, bugün için belki daha da geçerli. Eserleri bu tema nedeniyle sanki mizahmış gibi görünse de aslında trajik.
Peter Szendy: İşitsel gözetim bugün küresel bir olguya dönüşmüş durumda. Durmaksızın yeni örnekleri ortaya çıkarılıyor. Bugün gizlice dinlendikleri için şikayet edenler, ertesi gün diğerlerini dinletiyorlar
Rusya Devrimi’nin yüzüncü yıl dönümünü kutluyoruz. Devrimi anlamak için okunacak birçok kaynak var, ama hiçbirisi Devlet ve Devrim'in yerini tutamaz
Şestov’un Trajedinin Felsefesi yalnızca Dostoyevski ve Nietzsche’yi değil, felsefeyi ve edebiyatı soru işaretleri olarak düşünmeye çağırıyor...
"Okuyucu Kafka’nın yapıtlarından neden tam olarak haz alamaz, bir türlü onun karakterlerini, onun dünyasını sevemez?" Kafka’nın eserlerinin nasıl alımlandığına baktığımızda bu soru önem kazanıyor...
“Siz halka doğru inecekmişsiniz, demek kendinizi halktan pek yüksek buluyorsunuz, lütfen eğileceksiniz ona doğru!... Bizler halktan yüksek değiliz, bir Türk toplumu var, onun içindeyiz, biz de halktanız...”
Friedrich Schrader 1891 - 1918 yılları arasında İstanbul'da yaşamış bir yazar ve gazeteciydi. 100 yıl önce yazdığı İstanbul kitabı nihayet Türkçe olarak yayınlandı
© Tüm hakları saklıdır.